işte ben böyle bi çocuğum.

28 Mart 2010 Pazar

being Grenouille, mad man in the attic.

Bu aralar gerçekten obsesifim. Obsesif olmak o kadar rahatsız bir şey değil, obsesifliğini belli etmiyorsan tabii. Sonuçta obsesife obsesif dersin, obsesif denirsen obsesif olursun. Allahım banyo yapmam gerek ama, üzerimdeki koku çok hoşuma gidiyor, yapmayacağım sanırım:)

En sevdiğim kitaplardan biri alman yazar Patrick Süskind'in Perfume: The Story of a Murderer adlı kitabıdır benim, çok severim, hatta o kadar severim ki filmini sevmedim.Dünyanın en aşağılık ve en aciz insanlarından biri olan, aynı zamanda sapık bir şeklide anlayışla karşılayıp sevgi beslediğiniz karakter Jean-Baptiste Grenouille kesinlikle tanımanız gereken bir insandır. Tanısanız yeter, tanışmasanız iyi olur, gerek yok yani tanışmaya, ya da var mı? Şahsen ben tanışmak da isterdim fakat, herkes benim kadar deli değil, değil mi canım?
Ben işte bu koku takıntım yüzünden biraz Grenouille gibiyim belki de, ama yani umarım karakterim öyle değildir. Öyleyse de ne yapalım sağlık olsun diyelim, millete Sibel Can'dan korkbenden.mp3 adlı şarkıyı armağan edelim:)

Neyse, kokuyu boşverelim, hayır hayır kokuyu boş vermeyelim, koku çok önemli bir şey, bana her koku çok güzel gelmez böyle, tanıdık bildik kokular hoş gelebilir zaman zaman, hafıza tazelemenin en güzel yollarından biridir koku koklamak. Sabunla masturbasyon yapmak dünyanın en acayip ve aptalca şeyidir örneğin, ve evet bunu yaptım, şimdi her seferinde o kokuyu alınca, ilk ergenliğimin anılarına dönüyorum, bir huzur kaplıyor içimi. Ya da bir şarkı dinlerken burnuma bir koku gelmiş, ben o kokuyu çok sevmişim, habire o şarkıyı dinlerim, beynimde nasıl örtüştürdüysem artık - aslında nasıl örtüştürdüğümü gayet iyi biliyorum - koku almanın sadece %5lik kısmı burunda gerçekleştirilir, kalan %95 tamamen beyinde gerçekleşir. Uçucu moleküller -koku yani- burnun içindeki yollardan olfaktör epitel dokudaki nöronların impulslarıyla beyindeki koku merkezine iletilir ve koku "duyum" haline gelir. Bu merkez aynı zamanda tat alma, hafıza ve dengeden sorumlu merkezlere de bağlıdır. İşte bu yüzden o anı ve mutluluğumu hatırlamak için olur olmadık şeylerin hem kokusuna hem de tadına bakıyorum, sonra da hazdan tir tir titreyip sarsaklaşıyorum:) Sıcak ortamda buharlaşmayla alakalı olarak algılayacağımız kokunun daha yüksek olması da aslında "yaz aşkı" diye tanımladığımız şeyin bilimsel bir açıklaması da sayılabilir bence.

Devam edelim.
İşte beynimde nasıl örtüştürdüysem, o şarkıyı dinledikçe o kokuyu duyumsarım, eğer o koku burnuma geliyorsa yatmadan önce, bütün gece rüyamda o kokunun sahibini ya da o kokuyla bağdaştırdığım insanı da görebilirim. Ter kokusu çok hoşuma gitmez diye gezerdim fakat farkettim ki beni ter kokusu rahatsız etmiyor, yani çok rahatsız etmiyor, hatta ve hatta seviyorum falan bile bazı insanlarda. Bu 'bazı' insanların ten kokusu ise beni çıldırtabiliyor koklamaktan ölüyorum böyle papillalarım uyuşuyor artık, ne dediğimi ne yapacağımı şaşırıyorum, bir de eğer o kokuya saplantılı hale gelmişsem, 5 metre ötede hareket eden koku sahibinden, adeta çizgi filmlerde çıkan koku-eller varya böyle, çağırıyolar falan seni, elin ayağın yerden kesiliyo süzüle süzüle uçuyosun, ayaküstü aklın şaşırıyo falan, işte onun gibi şeyler bana doğru geliyor. Şaşırtıcı ama anında o ten kokusunu alıyorum, seviyorum, benim yapıyorum. Benim olsun o koku istiyorum. Bunu fartkettim. Of koklamayı seviyorum sanırım. Sanmıyorum eminim, sevdiğimi koklamaya aşığım falan hatta. Kimse banyo yapmasın ulan!
Ten, ter, sigara ve parfüm kokusu beni baştan çıkarsın!
Baştan çıkarsın!
ah!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder