Evet evet, bu yazıya başlama amacım kesinlikle buydu, başından beri bunu söylemek istiyodum, böyle acaip fikirlerimi paylaşmak rahatlamak istiyordum, evet evet yaptım bu işi, iyi ki bi blogum var da yapabiliyorum, vay be yaşa be blog!
gerçekten de laptoplar tuvalette kullanılmak amacıyla yapıldı bence, insanların işleri o kadar yoğundu ki ya da interneti o kadar çok seviyoduki, bilgisayarın başından kalkıp tuvalete gidemiyolardı. E klozeti odaya götüremeyince çözümü bilgisayarı tuvalete getirmekte buldular, amerikan mutfak ne kadar tutmuş olursa olsun, amerikan tuvaletin aynı ilgiyi göreceğini düşünmüyorum zaten.
Evlerimizde amerikan tuvalet olsa çok acaip olurdu gerçekten, odaların belli yerlerinde giderler olsa, portatif klozetlerle ordan oraya gitsek, salon, kütüphane, mutfak, kıçımızda klozetle gezsek... yok yok hoş olmaz deme, gerçekten olmaz, sonuçta herkes çiçek sıçmıyo şu dünyada, tabi bide şöyle bişey var: yaptığımız işlemi alıştığımız için mi tuvalette yapıyoruz, bebekler gayet kucaktayken bile sıçıbiliyo sonuçta:)
bide, bide bu wall-e filmini izleyenler şu soruma cevap versinler, bu insanlar uçan koltuklarda yaşayıp, hiç yürümüyo, yüz yüze konuşmuyo, tamam ama nerde sıçıyo? o koltukların altında ne var onların poposunu temizleyen? robotlar mı ilgileniyo onların temizliğiyle, yoksa kapsül yiyip kapsül mü sıçıyolar, belki de sıçmıyolardır, gerçektende sıçmıyo olabilirler, her biri en az 200 kilo çekiyo gibi görünüyolardı, belki de "yemişte sıçamamaış" terimi onlarda da vardır. Ama merak ettim işte napiyim, acaba nasıl hallediyolar bu sıçma işini?

sıçmak güzeldir!
sıçıyorum yer yer.
YanıtlaSilefecan
biliyomusun
bayır aşşağı sıçasım var.
naapmak lazım?